Evet yapılabilir. Ancak diş hekimi tarafından uygun görülen diş doku kaybı, dolgusu, aşırı renklenmesi olmayan, diş eti sağlıklı olan  ve ağız hijyenine önem veren kişilerde daha başarılı sonuç vermektedir. Tedavi süreci daha az zaman alır ve uygulamaları dişe daha az zarar verir. Dişin minesinin çok az ya da hiç kaldırılmadan yapılan laminalardır. İşlem sırasında anestezi ve geçici kaplamaya ihtiyaç duyulmaz.

Diğer diş tedavilerinden farklı olarak, iyileşme süreci uzun bir süre almaz. Kaplama ve laminalar yapıştırıldıktan ve anesteziklerin etkisi geçtikten sonra, normal hayatınızda yaptığınız gibi yiyebilir ve çiğneyebilirsiniz. Anestezinin etkisi geçerken yanaklarınızı veya dilinizi çiğnememeye dikkat etmeniz gerektiğinden anestezinin etkisinin geçmesini beklemeniz daha iyi olur.

Dental implant üstü protez ve diş üstü köprüler, diş eksikliğinin tedavisi için tedavi seçeneklerindendir. Diş köprüleri daha ekonomiktir. Maliyet bir sorun değilse ve genel olarak sağlıklıysanız, daha uzun süre dayanıklı ve komşu dişlere zarar vermedikleri için dental implant daha iyi bir seçenek olabilir. Aynı zamanda dental implantlar, çekilen diş bölgesinde bulunan kemiğin erimesini önlerler. Sizin için en doğru seçeneği diş hekiminiz size önerecektir.

Her zaman için önlem almak hem ekonomik hem de sağlık açısından tedaviden daha iyidir. Diş Hekiminiz tarafından yapılacak bir ağız bakımı ve diş taşı temizliği birçok ağız sağlığı sorununu önleyici bir tedavi seçeneğidir. Çoğu insan için her 6 ayda bir muayene ve diş taşı temizliğini önermekteyiz. Ancak bu yaklaşım herkes için geçerli olmayabilir.  Diş eti hastalığı veya diş çürüğü riski yüksek olan kişilerin her 3 ayda bir diş hekimini ziyaret etmesi gerekebilir.

Çalkalamanıza gerek yoktur. Tükürmek ve çalkalamamak dişlerinizde koruyucu bir florür tabakası bırakır.

Hassas dişler için özel olarak tasarlanmış bir diş macunu kullanmayı deneyebilirsiniz.

Çok asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durmaya çalışmalı ve yemek yedikten sonra dişlerinizi fırçalamadan önce en az 1 saat beklemelisiniz, böylece dişlerinizde daha az hassasiyet olabilir. Diş gıcırdatmak da hassasiyeti artırabilir ve bu nedenle özel plak kullanmanız gerekebilir.

Hassasiyetiniz şiddetli ve geçmiyorsa diş hekiminiz size hassasiyet giderici bir takım özel tedaviler uygulayabilir.

Aslında diş gıcırdatma sorunu emisyonel yani duygusal bir durum olmakla beraber, ağız içerisinde daha önceden yapılmış yüksek bir protez, dolgu vb bazı yanlış uygulamalar sonucu da sıklıkla oluşmaktadır. Bazı boyun bölgesinde oluşan iskelet kas sistemi rahatsızlıkları ile ilgili sorunlara bağlı da oluşabilir. Diş gıcırdatma sorununun en basit çözümü, neden olan sorunu teşhis etmektir. Sorunun teşhisi ve tedavisi için bir takım teşhis ve tedavi seçeneklerinden yararlanılır. Gece plağı uygulaması, baş boyun bölgesi fizyoterapisi ve profesyonel psikolojik yardım başlıca tedavilerdir. Diş gıcırdatması en çok uyurken meydana gelir. Bu nedenle en uygun ve acil tedavi gece plağı tedavisidir.

Diş gıcırdatma nedenlerine dair pek çok teori vardır. Diş gıcırdatmanın bilimsel adı Bruksizmdir.

Genellikle diş hekiminiz sizin için en olası sebebin ne olduğunu bulmak için size yaşam tarzınızla ilgili birçok soru soracaktır.

Bazı araştırmacılar diş gıcırdatmanın bir alışkanlık olduğunu bazıları ise bunun kaygı, hayal kırıklığı ve öfke gibi duygusal durumlardan kaynaklandığını öne sürer.

Diş gıcırdatma aynı zamanda bir maloklüzyondan da kaynaklanabilir; bu, çenenin doğru şekilde hizalanmaması ve vücudun sadece uyku sırasında çeneyi ve dişleri hizalamaya çalışması, ağız içerisinde daha önceden yapılmış yüksek bir protez, dolgu vb bazı yanlış uygulamalar sonucu da sıklıkla oluşan bir durumdur. Bazı boyun bölgesinde oluşan iskelet kas sistemi rahatsızlıkları ile ilgili sorunlara bağlı oluşabilir. Günümüzde uyku apnesi ve horlaması olan insanlarda diş gıcırdatma ve diş sıkma olacağına dair oldukça kuvvetli araştırmalar da mevcuttur.

Diğer nedenler Zoloft, Paxil ve Prozac gibi bazı anti-depresif ilaçların yan etkisi olabilir. Ecstasy ve amfetaminler gibi bazı eğlence amaçlı uyuşturucuların da diş gıcırdatmasına neden olduğundan şüphelenilmektdir.

Anksiyete, sigara içme, alkol veya kahve içme ve uyku bozukluklarının diş gıcırdatmasını artırdığına dair bilimsel makaleler de vardır. Bilimsel olarak, dişlerini sıkan ve gıcırdatan insanların %70’inin önemli yaşam tarzı stres faktörlerine sahip olduğu gösterilmiş olsa da herhangi bir tek nedeni destekleyecek somut kanıtlar yoktur.

Bruksizm yani diş gıcırdatma her yaşta başlayabilir ve baş ağrısına da neden olabilir. Ağız içi en belirgin belirtisi ise dişlerde aşırı aşınma ve diş kenarlarınız bıçak gibi keskinleşmesidir. Zamanla dişlerin kırılmalar ve aşırı hasarla la birlikte  diş kaybına yol açabilir.

Dişlerini gıcırdatan kişilerin baş ağrısı çekme olasılığı üç kat daha fazladır.

Tekrarlayan diş gıcırdatma çene kaslarında kas gerginliğine, boyun ve omuzlarda sertliğe ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca kulak ağrısına neden olduğu bilinmektedir.

Evet kesinlikle. Yeni modern diş tedavileri sayesinde dişlerinizin şeklini yalnızca çürük veya kırık dişler gibi sorunları olduğu için değil, estetik nedenlerle değiştirmelerine izin verir. Bu tedaviler arasında en çok uygulananlar porselen lamina, kompozit lamina, dental bonding,porselen kaplamalar ve diş beyazlatma uygulamalarıdır.

Dişleriniz için tercih ettiğiniz görünümü ve şekli elde etmenize yardımcı olmak için kullanılabilecek farklı tedavi seçenekleri vardır. İster dişlerinizin biraz daha uzun olmasını, ister dişlerinizin arasında daha küçük boşlukların olmasını, isterseniz de diş yüzeylerinde oluşan çatlak ve kırıkları onarmak ve örtmek için tedavi seçenekleri uygulanabilir. Bu tedavi yöntemleri dental bonding (dolgu), porselen ve kompozit laminalar ve porselen kaplamalardır.